Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

[email protected]

Sosyal Medyanın Aileye Psikolojik, Sosyal ve Manevi Zararları ve Çözümleri

02 Haziran 2025 - 18:38

Dijital çağın bir gerçeği olan sosyal medya, hayatın hemen her alanına sirayet etmiş durumdadır. Bilgiye hızlı erişim, iletişim kolaylığı ve gündemi takip etme gibi faydalarının yanı sıra; özellikle aile yapısını zedeleyen, fertlerin psikolojisini bozan ve toplumsal değerleri aşındıran çok sayıda olumsuz etkisi bulunmaktadır. Aile, bir toplumun en küçük ama en etkili kurumu olarak kişinin ruhsal, sosyal ve manevi gelişiminin temelini atar. Bu temel yapı, sosyal medyanın kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımı nedeniyle derinden sarsılmaktadır.

Psikolojik Zararlar
Bağımlılık ve Zaman Yönetimi Sorunları
Sosyal medya platformlarının dopamin salgısını tetikleyecek şekilde tasarlanması, kullanıcıları zamanla bir tür bağımlılığa sürüklemektedir. Bu bağımlılık, aile fertlerinin birlikte vakit geçirme oranını azaltmakta, özellikle anne-baba ve çocuklar arasındaki yüz yüze iletişimi zayıflatmaktadır.

Kıyaslama ve Yetersizlik Hissi
Sosyal medyada paylaşılan mükemmel hayat kesitleri, birçok kişide kendi ailesini ve yaşamını değersiz görmeye neden olmaktadır. Bu durum, özellikle eşler arasında tatminsizlik, huzursuzluk ve iletişim sorunlarına yol açmaktadır. Kadınların “mükemmel eş” ve “mükemmel anne” baskısına maruz kalmaları, erkeklerin de maddi yeterlilik kıyaslamaları yapmaları psikolojik tükenmeyi artırmaktadır.

Dijital Mahremiyet İhlalleri
Aile içi özel anların sosyal medya üzerinden paylaşılması, mahremiyet sınırlarını aşmakta ve aile içi güvenin zedelenmesine neden olmaktadır. Bu durum çocuklarda utanma duygusunun kaybı, gençlerde ise özel hayat sınırlarını algılayamama gibi sorunlara yol açmaktadır.

Sosyal Zararlar
Sosyal medyada geçirilen uzun saatler, aile fertlerinin bir arada oldukları halde birbirlerine yabancılaşmasına neden olmaktadır. Sofra kültürü, akşam sohbetleri, istişare toplantıları gibi geleneksel bağ kurma etkenleri ortadan kalkmaktadır.

Evlilik İlişkilerinde Güvensizlik
Sosyal medya, eşler arasında gizlilik, aldatma, geçmişe dair ilişkilerin canlanması gibi riskler taşımaktadır. Eşlerin birbirlerinin sosyal medya hareketlerini sorgulaması, aile mahremiyetini ihlal edici paylaşımlar, evlilik kurumunu zayıflatan unsurlar arasında yer alır.

Çocukların Sosyalleşmesinde Sapma
Çocuklar ve ergenler, sosyal medya üzerinden gerçek dışı arkadaşlıklar kurmakta, sanal dünyadaki ilişki biçimlerini gerçek hayata taşımaktadır. Bu da sosyal becerilerde eksiklik, yalnızlaşma, içe kapanma ya da tersine saldırganlık gibi davranış bozukluklarını artırmaktadır.

Manevi Zararlar
Ahlaki Değerlerde Aşınma
Sosyal medya platformları, özellikle Batı merkezli değer sistemini empoze eden içeriklerle doludur. Aile mahremiyeti, iffet, haya, saygı gibi temel değerler; “özgürlük”, “eğlence”, “rahatlık” kisvesi altında değersizleştirilmektedir. Bu, özellikle genç fertlerin zihin ve gönül dünyasında ciddi ahlaki sapmalara yol açmaktadır.

Rol Modellerin Değişmesi
Sosyal medya sebebiyle gençlerin rol modelleri artık anne-baba, öğretmen veya kanaat önderleri değil; fenomenler, YouTuber’lar ve ünlüler olmuştur. Bu durum, İslamî ve geleneksel değerlerin yerini bireyci, bencil, hedonist bir yaşam anlayışına bırakmasına sebep olmaktadır.

Şükür ve Kanaat Duygusunun Kaybı
Sürekli gösterilen “daha fazlası” ve “en iyisi” içerikleri, kişide kanaat ve şükür duygularını zayıflatmakta, sahip olunan nimetlere karşı duyarsızlaşma doğurmaktadır. Bu ise ruhsal boşluk, tatminsizlik ve tüketim çılgınlığına neden olur.

Çözüm Yolları
Dijital Farkındalık ve Medya Okuryazarlığı
Aile fertlerine medya okuryazarlığı eğitimi verilmeli, sosyal medyanın nasıl çalıştığı, içeriklerin nasıl manipüle edildiği anlatılmalıdır. Anne-babalar dijital içeriklerin çocuklarına nasıl zarar verdiğini anlayarak sınırlayıcı ve koruyucu önlemler almalıdır.

Aile İçi Kaliteli Zaman
Aile üyelerinin günde en az 1-2 saat dijital cihazlardan uzak, yüz yüze etkileşimle vakit geçirmeleri sağlanmalıdır. Ortak kitap okuma, yürüyüş, sohbet, oyun ve ibadet gibi aktiviteler, bağları güçlendirir.

Sosyal Medya Kullanımına Sınır Getirme
Aile içinde dijital kullanım saatleri belirlenmeli, yemek sofralarında telefon yasakları, yatak odasında cihaz bulundurmama gibi kurallar kararlılıkla uygulanmalıdır. 0-6 yaş arası çocuklara sosyal medya ve ekran kullanımının sıfıra yakın tutulması önemlidir.

Değer Temelli Aile Eğitimi
Ailelerin İslamî ve kültürel değerleri kuşanması ve çocuklarına bu değerleri yaşayarak aktarması sağlanmalıdır. Mahremiyet, edep, tevazu, sabır, saygı, şükür gibi kavramlar evin atmosferinde somut hale gelmelidir.

Rol Model Olma
Ebeveynler sosyal medyayı bilinçli ve sınırlı kullanarak çocuklara örnek olmalıdır. Anne-baba ne kadar çok sosyal medya kullanıyorsa çocuk da bunu normal görür. Çocuklar gözleriyle öğrenir; tavsiye ile değil, örnekle, modelle eğitilir.

Sonuç
Sosyal medya, doğru kullanıldığında fayda sağlayabilecek bir araçtır. Ancak şu anki haliyle aile yapımız üzerinde ciddi tehditler oluşturmaktadır. Psikolojik bağımlılıklar, sosyal bağların zayıflaması ve manevi erozyon, toplumun temel taşı olan aile kurumunu tehdit etmektedir. Bu tehditlere karşı bilinçli bir duruş, değer temelli bir aile eğitimi ve dijital farkındalıkla donatılmış ebeveynlik anlayışı elzemdir. Geleceği inşa etmek, ancak aileyi ihya ederek mümkün olacaktır.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum