Reklam
Adem DOĞANTEMUR

Adem DOĞANTEMUR


Tanrı Adına Bağnazlık!

03 Eylül 2025 - 18:26

Tanrı Adına Bağnazlık!

S. Hawking'e atfedilen bir söz var: "Ben Tanrı'dan değil, Tanrı'ya inananlardan korkuyorum!" Açıkçası bu tespite katılmamak mümkün değil. Zira birisine "insan" olarak yaptıramayacağınız birçok şeyi "Tanrı adına" hem de ibadet aşkıyla yaptırabilirsiniz!
 
Dünyayı aydınlattığını zanneden ama içi zifiri karanlık kimi sosyal medya mollalarımızdan; sanırsın ki Allah’tan özel yetki almışçasına kendileri gibi düşünmeyen herkesi tekfir etmek, din dışı ilan etmek, hakaret ve küfretmek için adeta can atanlar var.
 
Üstelik bunlar, tanrılık iddiasındaki Firavun gibi zalime bile nazik konuşmayı emreden bir Kuran’a inanıyorlar. Bağnazlığa adres sorulmaz. İster din adına yapılsın, ister dinsizlik adına, isterse başka ideolojiler adına, hepsi de insan onuruna saldırıdır!
 
İnsanları ötekileştiren, aşağılayan, hakaret etmeyi, sövmeyi vs. öngören bir din ise asla benim dinim olamaz. Hele bunu Allah’ın davası adına yapmak ironik olmaktan öte trajikomiktir.
 
“Her uzvun bir ibadeti vardır. Aklın ibadeti de ilim ve düşüncedir” der Taşköprüzade. Ancak bu tiplerin en az kullandıkları organları beyinleri olunca sonuç kaçınılmaz olarak fukarâ bir akıl, ukalâ bir dil...
 
Düşünebilmek, eleştiri kültürüyle birlikte var olabilir. Eleştirinin olmadığı yerde taassup başlar ki bu, körü körüne bağlılık ve kendisi gibi düşünmeyenlere saldırganlığı beraberinde getirir.
 
Taassup (fanatizm); bir felsefi, dini, siyasi, ideolojik görüşe veya bilimsel iddiaya sorgusuzca teslim olmak, hatta o uğurda şiddeti bile göze alabilmektir ki bu anlamda fanatizm, terörizmin zihinsel alt yapısını oluşturur.
 
Zira sorgulanması yasak dogmalarla tıka basa doldurulan bir kafanın, tartışamadığı kafayı ezmekten başka çaresi yoktur. Fanatizmden kurtulmanın tek çaresi ise eleştirel düşünme becerisini kazanabilmektir.
Unutmayın ki dünkü düşüncelerinizi bugün beğenmemek veya yetersiz görmek, ilkesizlik ya da döneklik değil, fikirde terakki anlamına gelir. Zira “fikri sabit” olmak, atalar dininde ısrarcılık anlamında bir cahiliye tutumudur.
 
Üstelik hayatta değişime kapalı olanlar yalnızca ölüler ve delilerdir. Daha da vahimi “fikir” üretemeyenler genellikle “küfür” üretirler. Çünkü “fikretmek” entelektüel bir çaba gerektirdiği için zordur. Ama “küfretmek” için ukalâ bir dil yeterlidir! Artık şunu anlasak iyi olacak; din AHLÂKTIR, ahlâk; İNSAN OLMAKTIR, gerisi TEFERRUATTIR!

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum