Reklam
Adem DOĞANTEMUR

Adem DOĞANTEMUR


Gelenekselci miyim, Tarihselci mi, Kur'an Yeterci mi?

02 Ağustos 2025 - 16:09

Pek anlam veremesem de çoğu kere muhatap olduğum bir sorudur bu. Hemen söyleyeyim “hiçbir şeyci!” Eğer dinde kaynak edinme itibariyle metodolojimi soruyorsanız onu da özetleyeyim:

1- Dini kaynak sıralamamım en başında Allah’ın yarattığı öz ayet olan AKIL vardır. Ontolojik olarak aklın genel anlamda tüm canlılarda, özel anlamada ise insanlarda Allah ile iletişimimizi canlı tutan ve potansiyel anlamda fıtrî ve yazılımsal olarak evrensel inanç ve ahlâk ilkelerinin bilgisiyle donanımlı olarak yaratıldığına inanırım (55/Rahman 1-4, 2/Bakara 30-34 vb)
 
2- İkinci sırada Allah’ın kendisini tüm insanlık için görünür kıldığı ve bu görünürlülüğün bilimlerin ilerlemesiyle daha da bariz hale geldiği en nesnel ayeti olan EVREN KİTABI vardır ki buna “Evren Kuran’ı” da diyebilirsiniz. Öyle ki tüm varlığın ilk ve tek sebebi olan Allah, gökyüzünden (41/Fusssilet 12) yeryüzüne (99/Zilzal 1-5), bal arısından (16/Nahl 68-69) tüm canlılara kadar her şeye vahyederek bütün varlıkların görevlerini yazılımlarına kodlamıştır ki bunun adı Natural Theology/Doğal Din’dir.
 
3- Üçüncü sırada ise SÖZEL VAHİY gelir. Şöyle ki; Allah’ın tarihi süreç içerisinde ve muhtelif zamanlarda insan fıtratındaki/aklındaki evrensel inanç-ahlâk hakikatlerini ve gaybi âleme (ahret inancı, cennet, cehennem…) ilişkin bazı gerçekleri hatırlatmak üzere zamansal/konjonktürel anlamda kimi elçileri sözlü vahyine muhatap kıldığına inanırım ki bunun son örneği Hz. Muhammed’in şahsında KURAN’DIR.
 
4- Kuran, yazılı bir KİTAP olarak değil, yaşanan bir hayata ve olaylara Peygamberin dilinden sözel bir HİTAP olarak geldiği için de onu anlama noktasında Hz. Muhammed ve o günün toplumsal hayatı temel referanslardandır. Dolayısıyla tüm rivayetleri reddetmek gibi bir kolaycılık uğruna sözlü vahye ilk muhatap olan Hz. Muhammed’i devre dışı bırakarak yalnızca lügatler üzerinden Kuran’ı anlama çabasını “yeni bir Kuran yazmak” olarak değerlendiririm.
 
5- Hayatımda hiçbir zaman ve hiçbir yerde “KUR’AN YETER” cümlesini kullanmadım. Çünkü Allah’ın vahyinin Kutsal Kitaplarla sınırlı olduğunu düşünmem. Zira vahyi, mesela Hz. Muhammed ve 7. Yüzyıl dünyasının Arap toplumuyla sınırlandırmak, Allah’ın o yüzyıldan sonrasına söyleyecek sözü kalmamış demektir ki bu örtülü bir DEİZM anlamına gelir. Ancak bu yetmezliği klasik mollaların yaptığı gibi, “mutlak vahiy haline getirilmiş sünnet, icma, kıysas, ıstıshap, istihsan, mezhepler, geçmişin büyük âlimleri, evliyaları vs.” yardımıyla dolduracağımı düşünüyorsanız yanılırsınız!
 
6- İlk iki maddede koordinatlarını belirlediğim düşünce sistematiğim çerçevesinde, her şeyin ilk ve tek sebebi olan Allah’ın emekliye ayrılıp köşeye çekilmediğine, koyduğu determinist ilkeleri ontolojik anlamda sürekli koruyup gözeterek her an aktif halde evrenin mutlak hakimi olma özelliğini sürdürdüğüne ve işte Aklını FAAL tutan herkesin ve her toplumun kıyamete kadar ilahi bilgiye muhatap olacağına inanırım (55/Rahman 29). Özellikle KURAN YETER deyip, sonra da Kuran’ı anlamak için kitap üstüne kitap yazarak pazarlayanları da oldum olası anlayamadığımı da itiraf etmeliyim!
 
7- Tüm kitaplar bir tek kitabı ve onun yazarını anlamak için okunur. O da EVREN KİTABI ve onun müellifi olan ALLAH’TIR! Bundan amaç ise sorumluluk sahibi erdemli bir insan olabilmektir. Kimden gelirse gelsin, sizi gerçeğe ulaştıran her doğru ve vicdanınızdaki ses, TANRININ SİZİN DİLİNİZLE HAYKIRIŞLARIDIR!
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Test yayın
Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum