GAZZE DOĞALGAZI, İBRAHİM ANLAŞMALARI
VE ÇAĞDAŞ EMPERYALİST VAMPİRLER
Kısa bir süre önce, savaşın en önemli destekçisi, silah ve maddi güç sağlayıcısı ABD Gazze'de Filistin-Israil barışını gerçekleştirdi. Gösterişli törenler eşliğinde imzalar atıldı. En kötü barış en iyi savaştan iyidir kuralı gereği sevindik ancak .....Birçok soru hâlâ cevaplarını bulamadı.
israil hem çok yoruldu, hem dünyadaki bütün olumlu imajını yitirdi. İsrail markaları, boykotlarla bütün dünyada çok kan kaybetti. Halkı tedirgin, endişeli ve korkuyor. Savaşta ölenleri, sakat kalanları, kaçarak ülkeyi terk eden milyonları ve yıkımları ne kadar gizleseler de zararın çok büyük olduğu çok açık
Aslında katliam ve kötülüklere biraz ara verdiler. Allah onları yok etmeden bu çirkinliklerden asla vazgeçmezler. Sakat ve hastalıklı din anlayışları, Allahın kitabı Tevratla ilgisi kalmamış inanç ve yaşam şekilleri onlara herseyi mübah kılıyor. İsrail ve dışarıdaki yahudi toplumunun büyük kısmı maalesef bu yanlış inançlara kalben bağlı.
Trump'ın hazırladığı İbrahim anlaşmalarıyla hem ekonomik hem de güvenlik açısından başlayan düzelmeler, şimdi yerini halkların derin protestoları ve nefretiyle düşmanlığa bıraktı.
" Abraham accord" olarak isimlendirilen ve İsrail'in , Arap dünyası ile yakınlaşmasını amaçlayan anlaşma, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da düzenlediği resmi bir törenle 15 Eylül 2020’de imzalanmıştı.
İsrail, BAE ve Bahreyn arasında 5 yıl önce imzalanan ve diplomatik ilişkileri normalleştiren İbrahim Anlaşmaları, aynı yıl içerisinde genişleyerek Fas ve Sudan'a da ulaştı.
Bu anlaşmaya imza atan ülkelere; yazılımlar, güvenlik, ekonomi, bilim ve kültür alanlarındaki büyük değişimlerden yararlanma şansı sundu. İbrahim Anlaşmalarının daha geniş bölgesel ekonomik entegrasyonu teşvik etme potansiyeli bulunuyordu.
Bu anlasmanın bölgeye yansımaları. Ürdün ve Mısır’ı, İsrail ile donuk olan ekonomik ve siyasi ilişkilerini yeniden canlandırmaya
yönelmişti.
Bu fırsatları gören Suudi Arabistan ve Katar gibi bölge ülkeleri İsrail ile normalleşme girişimlerinde bulunmaya başlamışken 7 Ekim AKSA TUFANI başlamıştı. Aksa Tufanı terörist bir hevesle değil önemli bir devlet aklı ile planlanıp başlatılmış stratejik bir karşı duruş hareketidir. Şimdi gelinen bu noktada bu açıkça ortadadır.
Aksa Tufanının bir diğer önemli sebebi GAZZE DOGALGAZININ çalınmasıdır. Gazze'nin öz be öz hakkı olan, toprağından 32 km ötedeki, denizdeki dogalgazın Filistin'e ait olduğunu bütün dünya çok iyi bilmektedir.
Trilyon dolarlık rezervlere ABD-İNGİLTERE-İSRAİL çökmekteyken ve İbrahim Anlaşmaları yayılmaktayken,7 Ekim Aksa Tufanı başlamıştı.
Dikkatini çekerim: Abd ve İngiltere, Israil'i koruyup kollamadan önce bu dogalgaz platformlarına, en büyük deniz kuvvetlerini/ filolarını göndermişler ve güvenceye alarak dogalgazı çıkarıp dünyay satmaya devam etmişlerdi.
Şimdi 2 yıl boyunca İsrail'i bir an bile petrolsüz bırakmayan Azerbaycan başkanı Aliyev'in şirketi Socar, ödüllendirilerek Gazze doğalgaz sahasında dogalgaz çıkarma ve pazarlama işine ortak edildi. Mısır da bir ucundan, dogalgaz rantından yararlandırılmayı bekliyor...
Israil'in, ABD öncülüğünde, Arap ülkeleriyle girdiği bu yakın temaslar, Filistin'i doğal olarak rahatsız etmişti. Bu anlaşma ve uygulamaların ana hedefinin yüksek oranda sömürü amaçlı olduğu açıktır.
Sonuçta ; amaçlarının bu sömürü ve zulümlere engel olarak görülen İran ve direniş güçlerinin, israil'e ve ortaklarına yönelik hedeflerini zayıflatmak olduğunu, ABD'li yetkililer açıklamaktan çekinmediler. Bu anlaşmanın İran karşıtı cepheyi birleştirme imkanına ilişkin soruya 'İran'a yönelik maksimum baskı politikasının sürdüğü' yanıtını vermişlerdi.
Bugün gelinen noktada, ana hedef olan İran'a karşı Suriye engeli aşılmış, Lübnan-Hizbullah tehlikesi büyük oranda zayıflatılmıştır.Bu süreçte, Abd ve İsrail için barışın uzun vadeli olmayacağı açıktır.
Savaş her an yeniden başlayabilir. Çünkü İsrail siyaseti gücünü haksız cinayetler, hırsızlık, mala çökme, topraklarını sürekli büyütme ve emperyalizme koşulsuz itaatten alıyor.
Dileriz ki başını ABD'nin çektiği emperyalist projenin İran ayağındaki savaş yeniden başlamaz. Filistin ile uyanan dünya halkları ve bilinçli islâm milleti İran'a başlatılacak savaşa asla duyarsız kalmaz. Bu defa kayıplar zannedilenden çok daha büyük olabilir. Zira karşılarında tünelden direnen gençler değil ambargolar ile zayıflatılmış bile olsa, 90 milyonluk bir ülke var.
YORUMLAR