Pazartesi sabahı, yeni bir eğitim-öğretim yılına büyük bir coşkuyla merhaba diyoruz. Bu, sadece takvimde bir tarih değil; çocuklarımızın yüreklerinde filizlenen umutların, hayallerin ve geleceğe uzanan sıcacık beklentilerin başlangıcı. Sınıfların kapısından içeri giren her çocuk, içinde bir dünya taşıyor. Bu yıl da, o dünyaları sevgiyle, bilgiyle ve şefkatle kucaklamak hepimizin ortak sorumluluğu.
Ebeveynler olarak sorumluluğumuz büyük.
Çocuklarımızın gözlerindeki ışıltıyı korumak, okulu onlara bir sevgi yuvası gibi hissettirmek ve kitapların sayfalarında maceralara yelken açmalarını sağlamak en değerli görevimiz. Okul, sadece derslerin değil; dostlukların, dayanışmanın ve birlikte büyümenin merkezi. Çocuklarımıza, kuralların yalnızca birer kural değil, bir arada yaşamanın sevgiyle yazılmış notaları olduğunu öğretmeliyiz. Her birinin eşsiz bir hazine olduğunu unutmadan, onları başkalarıyla kıyaslamadan, robot gibi davranmalarını beklemeden büyütmeliyiz. Arkadaşlarıyla gülüşerek, paylaşarak, empatiyle bağ kurarak geçirdikleri her an, ruhlarını zenginleştiren bir armağan olacak.
Dijital çağın gölgesinde çocuklarımızı korumalıyız.
Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan dijital bağımlılık, çocuklarımızı ekranların soğuk dünyasına hapsedebilir. Onları yeniden hayatın sıcacık kollarına, doğanın kucaklayıcı sesine ve gerçek dostlukların kalbine yönlendirmek hepimizin görevi. Teknoloji bir araç olmalı; ancak çocuklarımızın gülüşleri, hayalleri ve ruhları her zaman önceliğimiz. Akademik ve ruhsal yolculuklarında, gerektiğinde sevgiyle profesyonel destek alarak yanlarında olmalıyız. Çünkü her çocuk, sevgiyle beslenen bir fidandır; kökleri sevgiyle güçlendiğinde gökyüzüne uzanır.
Çevre bilinci ve vatan sevgisi erken yaşta aşılanmalı.
Çocuklarımıza çevremizi temiz tutmayı, ormanları korumayı ve ateş yakmamayı öğretmeliyiz. Tasarruf yapmayı, yerli ve milli ürünleri kullanmayı, vatan sevgisini küçük yaşlarda aktararak ülkemizin geleceğini sağlam temellere oturtmalıyız. Paylaşmanın değerini, suyumuzu ve ekmeğimizi arkadaşlarımızla bölüşmenin güzelliğini öğretmeliyiz. Çünkü çocukların zihni, tertemiz bir defter gibidir; ilk yazılanlar kalıcı olur. “Ağaç yaşken eğilir” diyerek, onların zihinlerini sevgi, saygı ve sorumlulukla şekillendirmeliyiz.
Eğitim, bir sevgi yolculuğudur.
Çocuklarımızın eğitim sürecini bir sınav yarışından çok, bir sevgi ve keşif yolculuğu olarak görmeliyiz. Onları baskıyla değil, şefkatle yönlendirmeliyiz. Eğitim, sadece bilgiyle doldurmak değil; sorumluluk, sevgi ve güvenle yoğrulmuş bir ruh kazandırmaktır. Sorumluluk alan bir çocuk, görevlerini bir yük değil, bir sevinç olarak kucaklar ve başarıyı yüreğinde hisseder. Onlara inanmak, cesaretlendirmek ve sosyal bağlarını güçlendiren dostluklarla çevrelemek, bir ömür boyu taşıyacakları en güzel hediye olacaktır.
Dünyanın yaralarını sevgiyle saralım.
Unutmayalım ki, Gazze’de, Filistin’de, Doğu Türkistan’da ve daha birçok yerde zulüm altında okula başlayamayan çocuklar var. Onlar hayata gözyaşı ve acıyla adım atıyor. Dünyanın daha adil bir yer olması için, sevgiyle, dürüstlükle ve insani değerlerle yetişen çocuklar, gelecekte bu acıları dindirecek umutlar taşıyabilir. Çocuklarımıza empatiyi ve adaleti öğreterek, zulüm altında doğan çocuklar için bir umut ışığı yakabiliriz.
Öğretmenler, umudun mimarlarıdır.
Öğretmenlerimiz, o güzel kalpli yol göstericiler, uzun bir aradan sonra sınıflarında çocuklarının heyecanlı yüreklerini karşılayacak. Her çocuğun gözlerindeki merakı sevgiyle ve sabırla kucaklamak, onların ilk günkü coşkusunu bir ömre yaymak, öğretmenliğin sihridir. Her çocuğun biricik bir hikâyesi ve kendine has bir ritmi var. O ritmi duymak, o hikâyeye dokunmak, bir öğretmenin en büyük mucizesidir.
Yeni bir başlangıç, yeni umutlar.
Yeni eğitim-öğretim yılının, ülkemize, milletimize, vatanımıza ve tüm insanlığa umut, barış ve sevgi getirmesini yürekten diliyorum. Bilginin ışığında, sevgiyle büyüyen her çocuğun, bu dünyanın yaralarını saracak, dostluğu ve umudu çoğaltacak birer yıldız olacağına inanıyorum.
Kaleminiz sevgiyle, yolunuz ışıkla, yüreğiniz umutla dolsun.
Çocuklarınızın eşsizliğini sevgiyle kucaklayarak, onların birer insan olduğunu her an hatırlayarak; bu güzel eğitim yolculuğuna yüreğinizin rehberliğinde adım atın. Her çocuk, ayrı bir dünya; ayrı bir umut. Onlara gösterdiğiniz ilgi, sevgi ve anlayış; geleceğin en güçlü temellerini oluşturacaktır.
Dileklerimi, Çukurova’nın pamuğu kadar beyaz, bir o kadar da sıcak bir hayata başlayan evlatlarınıza sunuyorum.
Selam ve dua ile…
Ebeveynler olarak sorumluluğumuz büyük.
Çocuklarımızın gözlerindeki ışıltıyı korumak, okulu onlara bir sevgi yuvası gibi hissettirmek ve kitapların sayfalarında maceralara yelken açmalarını sağlamak en değerli görevimiz. Okul, sadece derslerin değil; dostlukların, dayanışmanın ve birlikte büyümenin merkezi. Çocuklarımıza, kuralların yalnızca birer kural değil, bir arada yaşamanın sevgiyle yazılmış notaları olduğunu öğretmeliyiz. Her birinin eşsiz bir hazine olduğunu unutmadan, onları başkalarıyla kıyaslamadan, robot gibi davranmalarını beklemeden büyütmeliyiz. Arkadaşlarıyla gülüşerek, paylaşarak, empatiyle bağ kurarak geçirdikleri her an, ruhlarını zenginleştiren bir armağan olacak.
Dijital çağın gölgesinde çocuklarımızı korumalıyız.
Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan dijital bağımlılık, çocuklarımızı ekranların soğuk dünyasına hapsedebilir. Onları yeniden hayatın sıcacık kollarına, doğanın kucaklayıcı sesine ve gerçek dostlukların kalbine yönlendirmek hepimizin görevi. Teknoloji bir araç olmalı; ancak çocuklarımızın gülüşleri, hayalleri ve ruhları her zaman önceliğimiz. Akademik ve ruhsal yolculuklarında, gerektiğinde sevgiyle profesyonel destek alarak yanlarında olmalıyız. Çünkü her çocuk, sevgiyle beslenen bir fidandır; kökleri sevgiyle güçlendiğinde gökyüzüne uzanır.
Çevre bilinci ve vatan sevgisi erken yaşta aşılanmalı.
Çocuklarımıza çevremizi temiz tutmayı, ormanları korumayı ve ateş yakmamayı öğretmeliyiz. Tasarruf yapmayı, yerli ve milli ürünleri kullanmayı, vatan sevgisini küçük yaşlarda aktararak ülkemizin geleceğini sağlam temellere oturtmalıyız. Paylaşmanın değerini, suyumuzu ve ekmeğimizi arkadaşlarımızla bölüşmenin güzelliğini öğretmeliyiz. Çünkü çocukların zihni, tertemiz bir defter gibidir; ilk yazılanlar kalıcı olur. “Ağaç yaşken eğilir” diyerek, onların zihinlerini sevgi, saygı ve sorumlulukla şekillendirmeliyiz.
Eğitim, bir sevgi yolculuğudur.
Çocuklarımızın eğitim sürecini bir sınav yarışından çok, bir sevgi ve keşif yolculuğu olarak görmeliyiz. Onları baskıyla değil, şefkatle yönlendirmeliyiz. Eğitim, sadece bilgiyle doldurmak değil; sorumluluk, sevgi ve güvenle yoğrulmuş bir ruh kazandırmaktır. Sorumluluk alan bir çocuk, görevlerini bir yük değil, bir sevinç olarak kucaklar ve başarıyı yüreğinde hisseder. Onlara inanmak, cesaretlendirmek ve sosyal bağlarını güçlendiren dostluklarla çevrelemek, bir ömür boyu taşıyacakları en güzel hediye olacaktır.
Dünyanın yaralarını sevgiyle saralım.
Unutmayalım ki, Gazze’de, Filistin’de, Doğu Türkistan’da ve daha birçok yerde zulüm altında okula başlayamayan çocuklar var. Onlar hayata gözyaşı ve acıyla adım atıyor. Dünyanın daha adil bir yer olması için, sevgiyle, dürüstlükle ve insani değerlerle yetişen çocuklar, gelecekte bu acıları dindirecek umutlar taşıyabilir. Çocuklarımıza empatiyi ve adaleti öğreterek, zulüm altında doğan çocuklar için bir umut ışığı yakabiliriz.
Öğretmenler, umudun mimarlarıdır.
Öğretmenlerimiz, o güzel kalpli yol göstericiler, uzun bir aradan sonra sınıflarında çocuklarının heyecanlı yüreklerini karşılayacak. Her çocuğun gözlerindeki merakı sevgiyle ve sabırla kucaklamak, onların ilk günkü coşkusunu bir ömre yaymak, öğretmenliğin sihridir. Her çocuğun biricik bir hikâyesi ve kendine has bir ritmi var. O ritmi duymak, o hikâyeye dokunmak, bir öğretmenin en büyük mucizesidir.
Yeni bir başlangıç, yeni umutlar.
Yeni eğitim-öğretim yılının, ülkemize, milletimize, vatanımıza ve tüm insanlığa umut, barış ve sevgi getirmesini yürekten diliyorum. Bilginin ışığında, sevgiyle büyüyen her çocuğun, bu dünyanın yaralarını saracak, dostluğu ve umudu çoğaltacak birer yıldız olacağına inanıyorum.
Kaleminiz sevgiyle, yolunuz ışıkla, yüreğiniz umutla dolsun.
Çocuklarınızın eşsizliğini sevgiyle kucaklayarak, onların birer insan olduğunu her an hatırlayarak; bu güzel eğitim yolculuğuna yüreğinizin rehberliğinde adım atın. Her çocuk, ayrı bir dünya; ayrı bir umut. Onlara gösterdiğiniz ilgi, sevgi ve anlayış; geleceğin en güçlü temellerini oluşturacaktır.
Dileklerimi, Çukurova’nın pamuğu kadar beyaz, bir o kadar da sıcak bir hayata başlayan evlatlarınıza sunuyorum.
Selam ve dua ile…
