MEDENİYET BİRLİĞİNE DOĞRU...
Gazze'de yaşanan ve 650 günden daha fazla bir zamandır dünyanın çokta etkili olamadığı, halen süren vahşet, soykırım, açlık, susuzluk, okulların, hastanelerin, camilerin, kiliselerin, evlerin, su kaynaklarının bombalanarak yok edilmesi, kadın, çocuk, bebek ayırt edilmeden öldürülmesi bana insanlık medeniyetinin nereye evrilecegini sorgulatıyor. Aslında binlerce yılda kazanılan medeniyet birikimi, insan bile denmeyecek nitelikteki, canavar bir güruh tarafından yok ediliyor. Kendilerine maddi olarak bağladıkları veya kirli bagajlarını kayıt altına aldıkları için, şantajla bağladıkları kötücül liderlikler ile bu zulüm halen devam edebiliyor. Gazze'de süren soykırım Batı medeniyetini neden sarsmadı? Bu sorunun cevabını bir çok kaynağa sordum. Cevapların ortalaması aşağıdaki gibiydi: Çünkü batı medeniyeti, çıkar ve güç odaklı bir ahlak anlayışına dayanıyor. Evrensel insan hakları, özgürlük ve demokrasi söylemi ise çoğu zaman sadece kendileri için geçerli oluyor. MEDENİYET NEDİR Medeniyet; bir toplumun tarihsel süreç içinde geliştirdiği: -Bilgi birikimi (bilim, felsefe, teknoloji), -Sanat ve estetik anlayışı (mimari, edebiyat, müzik vs.), -Yönetim biçimi ve hukuk düzeni, -Ekonomik üretim tarzı ve iş bölümü, -Ahlak anlayışı ve inanç sistemi, -Eğitim yapısı ve değerler sistemi gibi alanlarda ulaştığı gelişmişlik düzeyini ifade eder. İslam ve batı toplumlarının medeniyete katkıları: Her iki medeniyetin de güçlü yönleri vardır. İslam medeniyeti ahlaki temel ve anlam arayışında, Batı medeniyeti ise dünyevi başarı,üretim ve sistemleşmede ön plana çıkmıştır. Bugünün dünyası, insanlığın karşı karşıya kaldığı krizlerde her iki medeniyetin ortak mirasını yeniden düşünmeye ve “değer ve ilerleme” dengesini kurmaya ihtiyaç duymaktadır. BATI MEDENİYETİ Batı medeniyeti, dünya tarihinin son bin yılına damga vurmuş, bilimsel, teknolojik, siyasi ve kültürel gelişmelerle küresel ölçekte etkili olmuş bir medeniyettir. Bu etkinin kökenleri, Antik Yunan-Roma mirası, Hristiyanlık, Rönesans, Reform, Aydınlanma Çağı ve Sanayi Devrimi gibi dönüm noktalarına dayanır. Bunları sıralayalım: 1. Felsefe ve Bilim Geleneği Batı medeniyetinin temellerinden biri, Antik Yunan felsefesi ve onun sorgulayıcı düşünce mirasıdır. Rönesans (14.-16. yüzyıl): Antik çağ düşüncesi yeniden keşfedildi; sanat ve bilim gelişti. Aydınlanma Çağı (17.-18. yüzyıl): Akıl, birey, özgürlük, doğa yasaları ve seküler bilim anlayışı ön plana çıktı. Modern Bilimsel Devrim: Newton, Galileo, Descartes gibi düşünürlerle evrensel fizik ve matematiksel sistemler kuruldu. 2. Teknolojik ve Endüstriyel Dönüşüm Sanayi Devrimi (18. yüzyıl sonları): Batı medeniyetinin dünya üzerindeki etkisini önemli şekilde artırdı. Üretim biçimleri değişti, buhar gücü, fabrikalar, ulaşım (tren, gemi) gelişti. Elektrik, telefon,telgraf, matbaa, seri üretimleri sistemleri Teknolojik üstünlük, Batı'nın askeri ve ekonomik gücünü artırarak emperyalist yayılmanın altyapısını oluşturdu. 3. Siyasi Sistemler ve Demokrasi Magna Carta (1215), Fransız Devrimi (1789) ve Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi (1776) gibi gelişmeler, halk iradesini ve hukukun üstünlüğünü merkeze alan bir yönetim anlayışını geliştirdi. Batı’da şekillenen parlamenter sistem, hukuk devleti, insan hakları gibi kavramlar bugün evrensel değerler olarak görülüyor. 4. Ekonomik Model ve Kapitalizm Adam Smith’in öncülüğünü yaptığı liberal ekonomi anlayışı, kapitalizmin doğuşunu sağladı. 5. Sömürgecilik ve Küreselleşme yüzyıldan itibaren Batı Avrupa devletleri, Afrika, Asya ve Amerika kıtalarında sömürge imparatorlukları kurdu. Üretimde ucuz hammadde ve işgücü ile seri üretimleri sağladı. Bununla bağlantılı olarak eğitim ,sosyal yaşam, beslenme, barınma,sağlık , eglence, sanat ve yönetim alanlarında olağanüstü değişimler yaşandı. 6. Kültürel Hegemonyanın kurulması. Modern medya, sinema, TV, kitap.. 7. Eleştiriler ve Krizler Batı medeniyeti sadece başarılarla değil, aynı zamanda eleştirilerle de anılır: Sömürgecilik, kölelik, ırkçılık, çevre tahribatı, aile kavramının içinin boşaltılması, LBGT 'nin normallestirilmesi, içki, uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması, savunmaya sanayinin geliştirilip, suni savaşların çıkarılması... Batı medeniyeti, son birkaç yüzyılda dünya tarihini en çok şekillendiren güç olmuştur. Bilimde ve teknolojide insanlığa büyük katkılar sağlamış, modern devlet yapısını, demokrasi ve özgürlük fikirlerini ortaya koymuştur. Ancak bu süreçte ciddi sömürü politikaları ve kültürel tek tipleştirme gibi sorunları da beraberinde getirmiştir. İSLAM MEDENIYETİ İslam medeniyeti, yaklaşık 1400 yıllık tarihi boyunca dünya tarihine çok yönlü ve derinlemesine katkılarda bulunmuş büyük bir uygarlık hareketidir. Bu medeniyetin dünya tarihindeki yeri ve önemi, yalnızca dini bir inanç sisteminin yayılmasıyla sınırlı olmayıp; bilim, felsefe, hukuk, sanat, edebiyat ve siyaset alanlarındaki etkileriyle de evrensel boyuttadır. İşte bu etkilerin bazı temel başlıklar altında değerlendirilmesi: 1. Bilim ve Felsefeye Katkısı İslam medeniyeti, özellikle 8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar olan dönemde bilimsel gelişmenin öncüsü olmuş; bu dönem "İslam’ın Altın Çağı" olarak anılmıştır. Matematikte El-Harezmi'nin cebir çalışmaları Avrupa’ya "Algebra" olarak geçmiştir. Sıfır ve ondalık sistemin Batı’ya taşınmasında önemli rol oynanmıştır. Tıp alanında İbn Sina’nın El-Kanun fi’t-Tıbb adlı eseri, Avrupa’da yüzyıllarca temel ders kitabı olarak okutulmuştur. Astronomide El-Biruni, Battani ve Uluğ Bey gibi alimler, gökbilimsel gözlemlerle önemli sonuçlara ulaşmıştır. Felsefe alanında Farabi, İbn Rüşd ve Gazali gibi isimler, Aristoteles ve Platon gibi Antik Yunan filozoflarını yorumlamış, Batı skolastik düşüncesine kaynaklık etmiştir. 2. Tercüme Hareketi ve Bilgi Aktarımı Abbasi Halifesi Memun döneminde (9. yy), Beytü’l-Hikme adlı bir akademide Antik Yunan, Hint ve İran bilimsel eserleri Arapçaya çevrilmiş; bu bilgi birikimi, daha sonra Endülüs ve Sicilya üzerinden Avrupa’ya aktarılmıştır. Bu süreç, Avrupa’da Rönesans’ın zeminini hazırlayan temel etkenlerden biridir. 3. Adalet ve Hukuk Anlayışı İslam medeniyetinin önemli yönlerinden biri hukukun üstünlüğünü esas alan yapısıdır. Şeriat hukuku sadece dini değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik düzenin kurallarını da belirlemiş; İslam’da devlet başkanı dahi hukuka tabi sayılmıştır. "Adalet mülkün temelidir" anlayışı, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı gibi devletlerin yönetim felsefesine damga vurmuştur. 4. Sanat, Mimari ve Edebiyat Mimaride camiler, medreseler, kervansaraylar ve köprüler, estetik ve işlevselliğin birlikte işlendiği yapılar olarak öne çıkar. Hat, tezhip, minyatür ve ebru gibi sanat dalları, İslam’ın tasvir yasağına uygun şekilde soyut ve zarif bir estetik anlayışı geliştirmiştir. Edebiyatta Mevlana, Hafız, Sadi Şirazi, Fuzuli gibi şairler insanlık onuru, aşk, hakikat gibi evrensel temaları işlemiştir. 5. Ticaret ve Kültürlerarası Etkileşim İslam medeniyeti, İpek Yolu ve Baharat Yolu gibi ticaret güzergâhlarında etkin olarak hem doğu hem batı dünyasıyla ilişki kurmuştur. Bu süreç, farklı kültürler arasında bilgi, dil, ürün ve fikir alışverişine olanak sağlamıştır. 6. Sosyal Adalet ve Yardımlaşma İslam toplumlarında zekat, sadaka, vakıf gibi kurumlarla sosyal adaletin sağlanmasına çalışılmıştır. Vakıflar özellikle eğitim, sağlık ve barınma gibi alanlarda yüzyıllarca kamu hizmeti vermiştir. 7. Osmanlı ile Evrensel Bir Form İslam medeniyetinin zirve temsilcilerinden biri olan Osmanlı Devleti, çok dinli, çok kültürlü ve çok milletli yapısıyla İslam’ın evrensel bir barış projesi olabileceğini göstermiştir. Batı ile Doğu arasında bir köprü görevi görmüştür. İslam medeniyeti, sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için ilim, irfan, adalet ve hikmet ekseninde bir medeniyet projesi sunmuştur. Bugün pek çok bilimsel ve kültürel birikimin temelleri bu medeniyetin izlerini taşımaktadır. Bugün artık iki kutuplu dünyadan, çok merkezli bir dünya düzenine doğru evrilmekteyiz. Rusya, Çin, Hindistan, İslam coğrafyası gibi medeniyetler yenilenmekte ve gelişmektedirler. Bilgi ve iletişim devrimi büyük bir hızla dunya medeniyetini ve insanlığın davranış biçimlerini hızlı bir biçimde değiştirmeye devam ediyor. Hedef Israil ve arkasındaki şeytani desteklere inat, medeniyet birliğine doğru evrilecek gibi.