Ey İslâm Aleminin Liderleri!
Ey islâm aleminin Liderleri!
“Ey ümmetin liderleri, siz Gazze’nin çocuklarını yüzüstü bıraktınız!”
Bu söz, sadece Gazze’deki bir komutanın haykırışı değil; ümmetin yüzüne çarpılmış bir tokattır.
İsrail, yıllardır aynı senaryoyu oynuyor. Ortadoğu’da canı ne zaman isterse Filistin'i, Suriye’yi, İran’ı, Lübnan’ı, Yemen'i vuruyor. Gazze'de ise adeta sistematik bir soykırım yürütüyor.
Tepki mi?
Yok denecek kadar az. Kınamalar, törenler, birkaç diplomatik laf… O kadar.
Oysa bir zamanlar bir umut vardı
Rahmetli Muhammed Mursi, Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan’ın bir araya gelerek emperyalist ve siyonist yapılara karşı caydırıcı bir güç oluşturabileceğini savunmuştu. Bu fikir sadece diplomatik değil, ümmetin vicdani bir çağrısıydı.
Ama ne oldu?
O fikirle birlikte Mursi de susturuldu. Şehit edildi. Hem de içerideki işbirlikçiler eliyle. O günden sonra her şey daha da kötüleşti.
Güçlü bir Müslüman blok istenmiyor Emperyalist/siyonist/ evangelist finans baronları, bölgedeki ülkelere önce bolca para veriyor, sonra bağımlılık başlıyor. Bu borçlar özelikle tüketim ve inşaat şartıyla veriliyor. Borçla, yolsuzlukla, medya manipülasyonlarıyla halklar susturuluyor. İnşaatla büyüdüğünü sanan ülkeler, sonunda yalnızca beton duvarlar arasında sıkışıyor.
Sonuçta ambalajda biraz farklılıklar olsa da halklar mutsuz, gelecekten tedirgin.
Şimdi Gazze yanıyor. Cinayetler durmuyor. Açlık, susuzluk, hastalık olağanüstü boyutlarda. Suriye perişan, dünya susuyor, İslam alemi susuyor. Sadece en gösterişli biçimde kınıyorlar.
“İnananlar kardeştir” ayeti, sadece camilerde yankılanıyor. Hayata değil, vitrine yansıyor.
Ebu Ubeyde’nin feryadı, vicdan sahibi herkesin ruhuna ok gibi saplanıyor.
Ben okudum, utandım.
Ne diyor vicdanın sesi Ebû Ubeyde:
"Ey İslâm dünyasının liderleri, partileri ve âlimleri! Siz bizim kıyamet günü hasımlarımızsınız."
Şimdi soruyorum:
Gazze’de yaşananlar ve müslümanların tavrı Allah'ın, peygamberinin onaylayacağı bir tavır mı sizce ?
Kendi içimize dönüp yeniden sormalıyız:
İnandıklarımızı gerçekten temsil ediyor muyuz?
Çünkü eğer temsil etmiyorsak… inandığımızı iddia etmemizin de bir anlamı kalmıyor.
Gazze sadece bir şehir değil, vicdanın, imanın, kardeşliğin sınandığı yerdir orası.
Ve biz bu sınavda çok fena sınıfta kalıyoruz.