Saygı, Liyakat ve Niyet Üzerine
İnsanın davranışlarını şekillendiren ana motoru oluşturan üç temel unsur vardır: merkezi öğreti kaynağı, aile ve çevrenin desteği, ve kişinin psikolojik durumu, eğilimleri. Bu üçlünün uyumu, insan davranışlarının sağlıklı işlemesinin temelidir. Ancak bu motorun dişlilerinden herhangi birinin yavaşlaması ya da tersine dönmesi, kişilikte bozulmalara, mutsuzluk ve içsel arayışlara yol açabilir. Bu noktada fiziksel ve çevresel etmenleri de dikkate almak; yani kişinin yaşam alanını, sosyal çevresini ve etkileşimlerini somut şekilde gözlemlemek, süreci daha iyi anlamamızı sağlar. İnsan çevresinde 360 derece bakabilen, bilge dediğimiz akil insanların bulunması veya en azından itibar edebileceği bir rehberin olması, yanlış adımların önüne geçer ve başkalarının tecrübelerinden faydalanmaya imkân tanır. Bu yüzden “akıllı insan başkalarının aklından ve tecrübesinden faydalanandır” diyebiliriz. Ancak bu rehberliğin ve öğrenmenin temelinde yatan en güçlü ve yalın formül saygıdır. Saygı göstermek, saygı görmek ve hayatı ciddiye almak; insanın iç dünyasında ve sosyal hayatında sağlam bir zemin oluşturur. Saygının olmadığı, liyakat ve ahlaki duruşun zayıf olduğu ortamda, ne bilgi ne tecrübe tam anlamıyla değerlendirilebilir. Ahlaki duruş, davranış, kültürel aktarım ve içten gelen samimiyet, bu zeminin en verimli topraklarıdır. Toprak ne kadar verimli olursa, üzerine düşen tohumlar da o kadar sağlıklı büyür, filizlenir ve meyve verir. Ve işte burada “toprak” benzetmesi devreye girer. Toprak, mentör, bilge kişi, hayat koçu ya da yetiştirici olarak düşünülebilir. Üzerine düşen organik maddeleri, hayatın küçük detayları, deneyimler, sevinçler ve zorluklar, faydalı elementlere dönüştürür. Aynı zamanda zararlı etkenlere karşı iradesiyle koruma sağlar. Bu karmaşık ve hassas ekosistem içinde en küçük ama olumlu alışkanlıklar; çocuğun yatağını toplaması, dişlerini fırçalaması gibi davranışlar, büyüklerin emeklerine saygı, evde başlayan sorumluluklar; kişinin sağlam bir karakterle toplumda adil, güvenilir ve sorumluluk sahibi bir kişi olmasının temelini atar. Bu kişiler “maya insan” olarak toplumu mayalar, dönüştürür ve geliştirir. Tüm bu katmanlı süreç, ömür boyu devam eder, her zamana ve koşula göre şekillenir. Sürekli gelişen, akli ve kalbi bağlarla ilahi mesaja bağlı kişilerin yetişmesini sağlar. Ve unutulmamalıdır ki, yolun ortasındaki bir taşı kenara atan küçük bir hareket bile büyük değişimlerin başlangıcıdır. Bütün bu büyük çabanın ve yolculuğun temelinde yatan en güçlü ve en derin kavram ise niyettir. Doğru niyet olmadan atılan adımlar kalıcı olmaz, yapılan hareketler anlamını yitirir. Niyet, saygının, liyakatın, bilgenin ve ahlakın yakıtıdır. Sonuç olarak, insan davranış motorunu sağlıklı çalıştırmak, kişilerin ve toplumun huzur ve gelişimi için;
Doğru öğreti ve rehberlik,
Saygı temelli ilişkiler,
Sağlam ahlaki ve kültürel zemin,
Ve en önemlisi içten ve samimi niyet gereklidir.İşte bu formülle her bir kişi kendi hayatında ve toplumda değerli bir maya insan olabilir.
İlgili makâle: Maya İnsanlar