Hayat Tecrübeleri - 1

Ramazan YÜKSEL

HAYAT TECRÜBELERİ SERİSİ – 1Başarıya Uygun Hale GelmekZâhirde kazanmak, bâtında olgunlaşmak.  ÖnsözHayat, insana yalnızca yaşamak için değil; kendini bulmak ve olgunlaşmak için verilmiştir. Bu olgunlaşma yolunda herkesin aradığı şey farklıdır: Kimi serveti, kimi makamı, kimi huzuru ister. Ama yol ne olursa olsun, her insanın imtihanı aynıdır; “başarıya uygun hale gelmek.”   Bu yazı, başarıyı bir sonuç olarak değil, bir hal olarak ele alır. Çünkü gerçek başarı, ne başkalarının gözüne görünmekte ne de kalabalıkların alkışında gizlidir.   Gerçek başarı; insanın kendi vicdanıyla, aklıyla ve kaderiyle uyum içinde yaşayabilmesidir.  1. Başarının TarifiBaşarı, çoğu insanın sandığı gibi sadece bir sonuca ulaşmak değildir. Diploma, makam, servet, unvan… Bunların her biri bir şekildir. Ama şekil, özün yansımasıdır, özü olmayan şekil uzun yaşamaz. Gerçek başarı; insanın, kendi fıtratına uygun yaşaması, kendini ve emanetini boşa harcamamasıdır.   Başarı, dış dünyanın ölçüsünde değil, insanın iç dengesinde anlam bulur. Yani başarı, “kazandım” dediğin anda değil; vicdanın “doğru yaptım” dediğinde gerçekleşir.  2. Senin Başarın Ne Olmalı?Herkesin başarısı birbirinden farklıdır. Kimisi için bir şirket kurmak, kimisi için bir kalbi incitmeden yaşamak... Bu yüzden başkalarının başarı ölçüsünü kendi üzerine giyme. Sana dar gelir, seni boğar. Senin başarın; kendi potansiyelini en faydalı, en güzel, en doğru biçimde kullanmak olmalı.   Bir insana, bir fikre, bir memlekete ya da bir duayla faydan dokunuyorsa, sen zaten başarılısın.  3. Çevren Seni Başarıya Hazırlıyor mu?Hayır, her çevre bunu başaramaz. Çünkü çoğu çevre seni “alışılmış olana” göre biçimlendirir; oysa başarı, alışılmışın dışına taşma cesaretiyle doğar. Eğer herkes seni onaylıyorsa, belki de sen onların sınırlarının dışına hiç çıkmamışsındır. Gerçek dost, seni rahat ettiren değil, büyümeye zorlayandır. Unutma: insanın en büyük çevresi, kendi iç dünyasıdır. Orası genişledikçe, ufkun da büyür.  4. Başarı Menzilin Neresi ve Nedir?Menzil, sadece ulaşılacak bir yer değil; ulaşılınca seni dönüştüren bir hedeftir. Gerçek menzil, seni daha iyi, daha adil, daha derin bir insan kılıyorsa doğrudur. Eğer hedefin seni küçültüyorsa, o başarı değildir, kayboluştur. Menzilin seni büyütmeli, şımartmamalıdır.  5. Diyelim Başardın; Ya Sonra?İşte asıl sınav burada başlar. Çünkü başarıyı taşımak, başarıya ulaşmaktan daha zordur. Zafer, insanı sarhoş edebilir; ama olgunluk, tevazuyla ayakta kalır. Gerçek olgunluk, “oldum” dememekte; her daim “öğreniyorum” diyebilmektedir. Zira her zafer, yeni bir sorumluluk doğurur.   “Zâhiren kazandığın şeyi, bâtınen hak ediyor musun?” Asıl imtihan budur.  6. Liyâkat-i Zâhire ve Liyâkat-i BâtineZâhirî liyakat; bilgi, beceri, disiplin ve gayrettir. Bâtınî liyakat ise; niyetin saflığı, kalbin istikameti, ahlakın ağırlığıdır. Zâhirî liyakat seni başarılı yapar, bâtınî liyakat ise değerli kılar; Birincisi alkış getirir, ikincisi huzur. Hakiki başarı; zahiri liyakatle kazanılıp, bâtıni liyakatle korunandır. Biri olmadan diğeri eksiktir.  Sonsözİnsanoğlu, zaferin gürültüsüne değil; hikmetin sessizliğine varmakla olgunlaşır. Başarı, alkışla değil, vicdanın huzuruyla taçlanır. Her başarının ardında iki imza vardır: Biri elinle atılır, diğeri kalbinle. Kalbinin imzası eksikse, başarı tam sayılmaz.   “Zâhirde kazanan çoktur; bâtında kazanan az.”   Gerçek kazanç, insanın iç dünyasında huzurla mühürlenir. Ve o mühür, hayatın sonunda şunu söyletir: “Bu kul, kendini hak etti.”