Bir Yıl Daha Geçti, Peki Biz Ne Olduk?
Bir Yıl Daha Geçti, Peki Biz Ne Olduk?
Bir yıl daha ömrümüzden sessizce geçti. Takvim yaprakları eksildi ama dünyanın acıları eksilmedi. Filistin’de zulüm bitmedi, Doğu Türkistan’da soykırım hâlâ bir insanlığın yüz karası olarak sürüyor. Irak’ta, Mısır’da, Suriye’de kan durmadı. Çocukların gözyaşı kuruyamadı, annelerin feryadı dinmedi. Dünya, acıya alışmanın tehlikeli konforunda yol almaya devam etti.
Biz bu coğrafyada, bu ateş çemberinin tam ortasında bir ülkeyiz. Türkiye… Tarihiyle, vicdanıyla, sorumluluğuyla büyük bir ülke. İçeride ise başka bir imtihandan geçiyoruz: ekonomi, teknoloji, adalet duygusu, toplumsal dayanışma… Hayat pahalılaştı, umut ucuzladı. Teknoloji hızla ilerlerken insan yavaşladı; ekranlar çoğaldı, gönüller daraldı.
Peki ne yapalım? Ülkemiz için ne yapabiliriz?
Önce kendimizden başlayalım. Vicdanı diri tutmadan hiçbir kalkınma kalıcı olmaz. Haksızlığa itiraz etmeyen, zulme sessiz kalan bir toplum güçlü görünse de içten içe çöker. Filistin’e üzülüp yan masadaki yoksulu görmezden geliyorsak, Doğu Türkistan için konuşup kendi mahallesindeki adaletsizliğe susuyorsak, eksik bir vicdanla yaşıyoruz demektir.
Üretelim. Tüketerek büyüyen değil, üreterek güçlenen bir Türkiye mümkündür. Gençlerimizi sadece sınavlara değil, hayata hazırlayalım. Tarımda toprağı, sanayide aklı, teknolojide bilimi merkeze alalım. Yerli ve milli söylemini sloganda değil, emekte ve ahlakta karşılık bulduralım.
Birliğimizi güçlendirelim. Ayrışarak değil, konuşarak; ötekileştirerek değil, anlayarak ilerleyelim. Bu ülke herkesindir ve ancak herkesle birlikte yükselir. Kardeşlik lafla değil, adaletle kurulur. Adaletin olmadığı yerde ne ekonomi düzelir ne huzur kalır.
Dünyaya karşı sözümüz olsun. Mazlumdan yana, zalime karşı net bir duruş… Sadece kınayan değil, çözüm üreten; sadece konuşan değil, inşa eden bir Türkiye. Diplomaside akıl, dış politikada vicdan, iç politikada ise liyakat…
Bir yıl daha geçti. Geçen sadece zaman olmasın. Eksilen ömürden geriye; onur, emek ve umut kalsın. Bu toprakların ihtiyacı mucize değil; dürüstlük, çalışkanlık ve cesarettir. Ve en önemlisi: insan kalabilmektir.
Yeni yıl, yeni bir başlangıç olabilir. Yeter ki biz, gerçekten başlayalım.