MUSTAFA ÇUHALI: GÖNÜLLERİ FETHEDEN BİR EĞİTİMCİNİN HİKÂYESİ

Metin ÖZEL


Bir insan düşünün ki, öğretmenliği sadece bir meslek olarak değil, "insan yetiştirme sanatı" olarak görsün. İşte Mustafa Çuhalı tam da böyle biri. Onunla tanışmamız, yaklaşık 20 yıl önce Adana’nın Aladağ ilçesinde bir sendika pikniğinde oldu. O gün, organizasyonda emeği geçenlerin yorgunluğunu bir tebessüme dönüştüren, şefkatli bir öğretmen portresi çizmişti. Zamanla dostluğumuz ilerledikçe, onun sıradan bir eğitimci olmadığını fark ettim.   Din Kültürü öğretmeni olarak, cenazelerde okuduğu Kur’an tilavetleri ve ardından yaptığı kısa ama öz dualar, ölümün hakikatini hatırlatan, ruha dokunan cümlelerdi. Çukurova’daki öğretmenlik yıllarında ise öğrencilerine sadece müfredatı değil, "insan olmayı" öğretti. Neyzen olarak ney sesiyle etrafındakilere huzur verdi, pikniklerle öğrencilerini bir araya getirdi; önce midelerine, sonra kalplerine hitap etti. Onun eğitim felsefesi, "sevgiyle beslenen zihinlerin fethedilemeyecek kale olmadığı" inancına dayanıyordu.   Ancak beni en çok etkileyen, İnkılap İmam Hatip Ortaokulu’ndaki müdürlük döneminde yaptıklarıydı. Sokaklarda unutulan, dışlanan çocukları okuluna davet edip onlarla sohbetler düzenledi. Çarşamba günleri okul bahçesinde, dezavantajlı çocuklarla öğrencilerini bir araya getirerek düzenlediği mangal etkinlikleriyle yalnızlıklarını dağıttı. Ulu Cami’de kıldırdığı akşam namazlarıyla maneviyatı aşıladı. Onun için her çocuk, "kaybedilmiş bir mücadele" değil, "kazanılacak bir insanlık davası" idi.   Gençlik derneğinin il yöneticiliğini üstlenerek, bu ülkenin geleceğine "iyi insanlar" yetiştirmek için mücadele etti. Gönüllü insanların ona destek vermesi, yalnızca güvenilirliğinin değil, samimiyetinin de bir kanıtıydı.
  Bugün bu satırları yazarken, bir vasiyeti de kalbimde taşıyorum: "Allah’ın takdiri önce benim için gelirse, cenaze namazımı Mustafa Hoca’nın kıldırmasını istiyorum."
  Çünkü o, yaşantısıyla dürüstlüğün ve adanmışlığın timsalidir. Bu memleketin Mustafa Çuhalı gibi eğitimcilere ihtiyacı var. Gençleri, kolay para hırsından ve kötü alışkanlıklardan ancak onun gibi "gönül mimarları" kurtarabilir. Toplum ancak böyle ayakta kalabilir ve geleceğe güvenle bakabilir.   3 Haziran 2025’te Çukurova ilçesi Ramazanoğlu Camii Konferans Salonu’nda, Mehmet Tal İmam Hatip Ortaokulu’nun şiir dinletisi programının organizasyonunu başarıyla gerçekleştirdi. O gün, salonda yankılanan dizelerle duygu dolu anlar yaşandı. Şimdi ise Çukurova ilçesinde müdürlüğünü yaptığı okulda eğitim yolculuğuna devam ediyor.   Eğitimde ve sosyal dönüşüm çalışmalarında hem lider hem saha insanı olarak Mustafa Çuhalı, gençlerin gönüllerine hitap eden ve geleceğe umutla bakan bir yol gösterici. Onun öğrencilerine kazandırdığı değerleri sahada bizzat gözlemleyen biri olarak şunu ifade edebilirim ki: Mustafa Hocam, iyi ki varsın!   Senin gibi öğretmenler, bu toprakların umudu. Allah yolunu açık etsin, müdürlüğünü yaptığın okulda vatana ve millete hayırlı hizmetlerini daim kılsın.
Selam olsun sana ve senin gibi "insan yetiştiren" tüm fedakâr eğitimcilere, Selam olsun kalpleri fetheden gönül dostlarına, Selam olsun vatan için hayırlı hizmetler yapan vatan sevdalılarına.
Allah yollarını ve bahtlarını açık eylesin.

Selam ve dua ile…