KEŞKELERİN GÖLGESİNDE BİR HAYAT
“Keşke yapmasaydım,” “Keşke söylemeseydim,” “Keşke geç kalmasaydım…” Her birinde bir özlem, bir pişmanlık, bir türlü geri alınamayan anın gölgesi saklı. Bu kelime, bazen bir hayali, bazen kaçırılmış bir fırsatı, bazen de telafisi olmayan bir hatayı fısıldıyor. Büyüklerimizin iç çekişlerinde, o keşkelerin yankısını duyuyoruz.
Bu hikâyeleri dinlerken, kendi keşkelerimi düşündüm. Güvenip yanıldığım anlar, değer verip karşılık bulamadığım insanlar, geç kalıp avuçlarımın arasından kayıp giden fırsatlar… Her biri kalbimde bir iz, zihnimde bir muhasebe. Boşa harcanan emekler, heba olan zamanlar, küçük ama etkisi büyük yanlışlar… Yaşadıklarım, içimdeki keşkelerin gölgesinde birer birer birikti.
Ama tam da bu noktada bir gerçeği fark ettim: Keşkeler, hayatın ayrılmaz bir parçası. İnsanız nihayetinde; hata yaparız, pişman oluruz, ders çıkarırız. Arabesk müziğin efsanevi sesi Müslüm Gürses’in o iç titreten sözü kulaklarımda çınlıyor: “Son pişmanlık neye yarar, her şeyin bedeli var, buraya kadar…” Evet, son pişmanlık çoğu zaman fayda etmiyor. Çünkü her keşkenin ardında, ödenmiş ya da ödenecek bir bedel var.
Atalarımız boşuna dememiş: “Son pişmanlık fayda etmez.” Bu yüzden, geçmişteki pişmanlıkların etkisinden kurtulmanın yolu, bugünü bilinçli ve farkında olarak yaşamaktır. Kendimizi tanıyarak, çevremizi anlayarak, kararlarımızı bilinçli vererek ilerlemeliyiz. Geçmişin hatalarını öz eleştiriyle değerlendirip ders çıkararak yolumuza devam etmeliyiz; çünkü pişmanlık, çoğu zaman zaten kaybettiğimiz şeyin adıdır.
Büyüklerimizin tecrübeleri bize bir şey öğretiyor: Doğru karar, zamanında alınan karardır. Sonunu düşünmeden atılan adımlar, araştırmadan verilen kararlar, bir gün “keşke” olarak geri dönebilir. Bu yüzden mantıkla, akılla, dikkatle hareket etmeli; en küçük ayrıntıyı bile gözden kaçırmamalıyız.
Hayatın provası yok. Her an gerçek, her karar kalıcı. Geçmişin dersleriyle bugünü yaşamalı, geleceği inşa etmeliyiz. Küçük yaşlardan itibaren düşüncelerimizi gözden geçirip, yenileyerek ilerlemeliyiz. Ve atalarımızın o altın nasihatini unutmamalıyız: “Bak oğlum! Hayatını adam gibi yaşarsan, bu dünyaya bir kez gelmek yeterlidir.”
Keşkelerin gölgesinde değil, farkındalığın ışığında bir hayat sürmek dileğiyle…
Selam ve dua ile…