VALİ KÖŞGER: "ADANA'NIN LOKOMOTİFİ GASTRONOMİ OLMALI"

Kurtuluş KILINÇ

Adana Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger’le makamında şehrin geleceğini konuştuk.
Kebap dumanından teknolojiye, liman projesinden gençliğin umuduna uzanan bir sohbet oldu.
İlk sorum geçtiğimiz haftalarda 9.su gerçekleştirilen Uluslararası Adana Lezzet Festivali oluyor.
Vali Yavuz Selim Köşger, elindeki çay bardağını masaya bırakıyor ve sakin bir tonla konuşuyor:
“Adana’nın lokomotifi gastronomi olmalı ama biz bu treni teknolojiyle, sanayiyle ve kültürle birlikte yürütmek istiyoruz.”
İşte bu söz, Adana’nın geleceğini anlatıyor.
“Adana, kebabı kadar tarihiyle, insanıyla da anılsın” diyor.
Kısacası Adana’nın geleceği, dumanı tüten kebapta ama altında plan ve vizyon ateşi var.
Vali Köşger’in çizdiği tablo net: “Adana sadece kebapla değil, üretimle, teknolojiyle, kültürle anılacak.”

Yağmur gökten, bereket topraktan
Festival konusu açılınca Valimizin yüzünde bir tebessüm oluştu.
“Cumartesi kalabalıktı, pazar günü yağmur biraz etkiledi ama Türkiye’nin en iyi lezzet festivallerinden biriydi” dedi.
Yağmur bu şehirde moral bozmaz; Adanalı yağmurda bile kebap yer.
Bu şehrin adamı yağmurda halaya durur. Olumsuz durumlara alışıktır ve olumsuzlukları tersine çevirmeyi bilir. Adanalı neşesini kaybetmez.

Tarladan fabrikaya uzanan yol
Söz sanayiye geliyor.
“Adana bir tarım şehri ama artık tarlada ürettiğini işleyip katma değer oluşturmalı” diyor Vali Köşger.
Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulmuş, ön tahsis aşamasına gelinmiş.
Enerji, lojistik ve gıda… Şehrin yeni üçlüsü bu.
Ama Köşger’in bir cümlesi kentin geleceği için çok çok önemli:
“Yatırımlar planlanırken konut, okul, hastane gibi ihtiyaçlar da düşünülmeli. Geçtiğimiz yıllarda düşülen hatalara düşülmemeli. Plansız kent Adana’yı daha da gerilere götürür.”
Planlı gelişme… Adana’nın geleceğini belirleyecek kelime bu.

Liman bekleyen şehir
Masadaki dosyalardan biri de Yumurtalık’ta yapılacak 'Adana Doğu Akdeniz Ana Konteyner Limanı.'
Henüz yatırım programına alınmamış ama Köşger umutlu:
“Olumlu sinyaller alıyoruz. Başaracağız.”
O liman yapılırsa Adana, Akdeniz’in ticaret hattında yeniden merkez olur.
Süveyş’in alternatifi olur.
Bir gün limandan yükselen gemi sirenlerini de duyacağız.

Kebap dumanında Kızılelma…
“Teknofest, Lezzet Festivali, Tespih Fuarı…”
Adana’nın festivaller şehri diye anılmasını da konuştuk Valimizle.
Vali Bey bundan gocunulmaması gerektiğini söylüyor, hepsini bir arada değerlendiriyor:
“Bu etkinlikler birbirini tamamlıyor. Adana’yı sadece kebapla değil, teknolojiyle de anılan bir şehir yapmak istiyoruz.”
Bir yanda kebabın kokusu, öbür yanda Kızılelma…
Bir yanda şalgamın tadı, öbür yanda gemi sesleri.
Bir yanda tesbihin sesleri diğer yanda Altın Koza…
Adana’nın enerjisi buna yeter.

Asayiş, gençlik ve dönüşüm
Son zamanlarda Adana’da yaşayanların en çok konuştuğu konulardan birisi de asayiş olayları. Vali Köşger konunun birinci derecede muhataplarını da yanına alarak her ay açıklamalar yapıyor. Ben de soruyorum; “Asayiş olaylarında son durum ne” diye?
Ciddi bir tonla anlatıyor:
“Genel olarak asayişte iyileşme var. Daha da iyi olacak ama plansız kentleşme geçmişten gelen sorunlar özellikle gençlerimizin bu konularda suça itilmesine neden oluyor.”
Gençler için spor, kültür ve eğitim merkezlerinin sayısını artıracaklarını vurguluyor. Her Cuma, Cuma Namazı’nın ardından başka bir mahallede halkla buluştuğu programlardan bahsederek; “Gençleri sokaktan spora, sanata çekmemiz gerekiyor. Bu sorumluluk hepimizin” diyor.

Bu şehir, kalpteki boşluğu doldurmanın peşinde.

Göç ve uyum
Adana göçle yoğrulmuş bir şehir.
Vali Bey bu konuda da dengeli bir dil kullanıyor:
“Sosyal uyum ve entegrasyon için kamu, sivil toplum ve yerel yönetimler birlikte çalışıyor.”
Bu şehirde farklılıklar bir sofra gibi… Bu sofranın zenginleşmesinde sorun görmüyor ancak dengeli ve düzenli bir sofranın kurulması gerektiğini vurguluyor

Adana Cumhuriyet’e sahip çıkan şehirdir
Sohbetin sonunda konuyu belki de tarihin en kalabalık resepsiyonu olan 29 Ekim Kabul Töreni’ne getiriyorum. İstisnasız her kesimden insanın davet edildiğini söyleyen Vali Köşger’in yüzü gururla aydınlanıyor:
“Cumhuriyet hepimizin. Demokrasimize ülkemize sahip çıkmamız gerekiyor. Dünyada başsız kalan, devletsiz kalan milletlerin halini görüyoruz. Kuzgunların nasıl beklediğine şahitlik ediyoruz. O yüzden birlik, beraberlik ve kardeşlik ortamını bozmadan bir arada yaşama kültürümüzü geliştirmeliyiz. Bence Adana sadece Cumhuriyet’i kutlamıyor; Cumhuriyet’i yaşıyor.”

Son söz
Bir vali düşünün; festivalde vatandaşla kebap yer, sonra masasında liman haritası inceler.
Adana da tam böyle bir şehir işte;
Bir elinde kebap şişi, öbür elinde proje dosyası.
Ve hepsinin ortasında umudunu diri tutan insanlar…
Bu yüzden son sözü de Valimiz Yavuz Selim Köşger’e bırakalım;
“Bu şehir hem lezzetin hem kalkınmanın başkenti olacak. Buna ben yürekten inanıyorum. Adanalı da inansın.”