AMERİKAN ADASI
Adana’da yaşayan herkes rahatsızdı.
Ailece gidebileceğiniz bir yer olmaktan çoktan çıkmış,
Daha çok, fuhuş ve uyuşturucu yuvası olmuştu.
Her gelen Belediye Başkanı burayı yakıp modern yaşam alanları yapacağını söylüyor ama seçimden sonra alanın daha çok işgal edilmesine göz yumuyordu.
Rant büyüktü.
Devlete ait araziler güya belediyeler tarafından devletten kiralanıyor,
Sonra 'Hamili kart yakini' olanlar buralara adeta çöküyordu.
İşgal her gün biraz daha büyüyordu.
Sabah erken kalkan boş bulduğu yere iki sandalye bir masa atınca artık orası onun oluyordu.
Seyhan Baraj Gölü’nün kıyısından bahsediyorum.
Kamuoyunda birkaç gündür Amerikan Adası olarak bilinen yer konuşuluyor ancak göl kıyısındaki yüzlerce aç gözlü, ihtiraslı adam, düşmüş Adana’ya adeta bir tekme daha vurmak için canla başla çalışıyorlardı.
Bayram değil seyran değil geçtiğimiz gün gördük ki; bir sabah ansızın gelerek birkaç polis ile Amerikan Adası’ndaki işgal sonlandırılabiliyormuş.
Milliyetçi bir refleks ile Amerikalılara; "Nasıl da yıktık adanızı?" diyeceğim ama maalesef öyle bir durum yok. Bunu inşallah bir gün İncirlik’i kapatabilecek irade gösterirsek yazarım.
Pandemide yık(a)madılar,
Deprem sonrası yık(a)madılar da
Neden şimdi yıkıyorlar?
En çok konuşulan husus da bu.
Elbette bir çoğumuzun aklına gelen benim de aklıma geliyor;
Menderes Bulvarı’nın üst kısmındaki 'legal işgal' sonucu yapılan ve
Öyle her isteyene satılmayan ultra lüks saraylarda oturacak haşmetmeablara elbette o manzara yakışmazdı.
Onlarca milyon lira verip oturacakları evlerin manzarası ile
O beyefendi ve hanımefendilerin göz zevki bozulamazdı.
Yazdım ya; Birkaç iş makinesi, birkaç TOMA, biraz da polis ile işi bir sabah bitiriverdiler.
E! Kötü mü oldu?
Vallahi kötü olmadı.
Ancak Adanalı uyanık olmazsa daha kötüsü olabilir.
Nasıl olacak o iş?
Devlete ait göl kenarındaki gerek şahıslar gerekse belediyeler tarafından işgal edilmiş tüm alanları
Zenginden alıp daha zengine,
Mafyacıktan alıp mafya babalarına verilmesini önleyerek.
Alanı vatandaşın hizmetine sunarak.
Hatırladığım kadarıyla Fatma Güldemet Sarı’nın Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde Adnan Menderes Bulvarı ile ilgili bir çalışma yapılacaktı. Projesi hazırlanmış, bütçesi de Bakanlık tarafından gönderilmişti.
Sonra yine yanlış hatırlamıyorsam o dönem iktidara muhalif olan MHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü bulvarı kendi kurumlarının yapacağını söyleyerek projeye karşı çıkmıştı.
O dönem ben de (bugün yanında çalıştırdığı insanların üç kuruş hakkına göz diktiği için bir türlü işi rast gitmeyen adamların kapattığı) bir televizyonda hem Haber hem de Program Müdürü olarak çalışıyordum ve Ana Haber Bülteni’ni sunuyordum.
Kıymetli Genel Yayın Yönetmenimiz İlhan Geyik ve şimdi Hakk’ın rahmetine emanet ettiğimiz değerli kameraman ağabeyim Adnan Dinibütün ile işgalin bitirilmesi için Amerikan Adası’nın orada çekim yapmaya başlamıştık da silahla bizi kovalayan bir işgalci yüzünden canımızı zor kurtarmıştık.
Her neyse yazıyı çok uzatmış olmayayım.
Yapılan geç kalınmış bir doğrudur ama eksiktir.
Tamamlanması için de sadece Amerikan Adası değil, sadece Adnan Menderes Bulvarı değil Seyhan Baraj Gölü kenarındaki tüm alanların işgalden kurtarılması gerekiyor.
Daha sonra da bu bölgelerin başkalarına peşkeş çekilmeden halkın rahatça kullanımına olanak sağlanması.
Şunu gördük ki bu iş belediyeler ile olacak bir şey değil ama
Bence Adana Büyükşehir Belediyesi’ne gün doğdu.
Hükümet zaten yaptıklarını vatandaşa anlatmayı beceremiyor.
Ben Güngör Geçer’in yerinde olsam gider orada birkaç poz verirdim. Sonra hızlı bir şekilde biraz makyaj sonrası tüm basını toplardım.
"Bakın Menderes’i tertemiz yaptım" diye bir de açıklama yapardım. İşlem tamam.
Yeni dönemde partimin en güçlü adayı benim.
Bedavadan seçim kazandıracak danışmanlık hizmeti de yaptım ama sıkıntı değil.
Adana kazansın, Adanalı kazansın da kimin kaybettiği beni ilgilendirmiyor.