Küllerden Doğan Millet
Aziz Milletimiz!
Felaketler seni yakabilir ama yok edemez; sen her defasında fedakârlıkla yeniden ayağa kalktın ve kalkacaksın!
Senin gücün, en parlak günlerinde değil, en karanlık anlarında ortaya çıkar. Yangınlar gördün, seller yaşadın, depremlerle sarsıldın. Fakat her seferinde, felaketler karşısında boyun eğmedin; tam aksine, küllerin içinden dimdik ayağa kalktın!
Dün bir köy yanıyordu. Kendi evini değil, komşunun evini söndürmeye koştun. Ve yine sen, kendi eşyalarını değil, yaşlı komşunu kurtardın. Senin çocuğun, yangından çıkan kuş yavrularını avucuna alıp sakladı. Mayanda da böylesine fedakârlık var. Tarih boyunca, en zor zamanlarda birbirine omuz vermeyi unutmadın; sen böyle bir milletin evlâdısın.
Fedakârlık senin asil damarında var; fakat senin alın terini, gözyaşını heba etmeye kimsenin hakkı yok. Yanlış kararlarla, öngörüsüz adımlarla, günü kurtarmaya odaklanmış politikalarla gelecek yakılsa da ferasetinle en doğruyu işaret edersin.
Yönetenler, halkın sabrını fedakârlık olarak görüp lütfen sürekli sınamayın; o sabrı doğru planlamayla, öngörüyle taçlandırın.
Bu milletin potansiyeli büyüktür. Biz; çölün ortasında yeşil vatan kurmuş, küllerin içinden yeni bir medeniyet doğurmuş bir milletiz. Yeter ki birbirimize güvenelim, yeteneklerimizi doğru yönlendirelim, bilimi ve teknolojiyi rehber edinelim.
Yol bellidir:
Yaralarımızı birlikte saracağız.
Yeniden ağaç dikecek, yeniden ev kuracak, yeniden umut ekeceğiz.
Her felaketten ders çıkarıp daha güçlü bir geleceğe yürüyeceğiz.
Asil Türk Milletine sesleniyoruz:
Umudunuzu kaybetmeyin. Bizim gücümüz, birlikte olduğumuzda ortaya çıkıyor. Biz küllerden defalarca doğduk, yine doğacağız! Yıkılan şehirlerimizi yeniden imar edeceğiz, yanan her ağacın yerine bin fidan dikeceğiz!
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!
Editör