BEDENİN VE KALBİN FIKHI

Ahmet Özkan

هذا هو الأمر /  والباقى من العبث
Hêzê hüvel emru vel bêki min el abesi.
Aslolan budur, geri kalan abestir ve laf ü güzaftır.

Nedir aslolan, abes olan nedir, sonra laf-ı güzaf nedir  ve ne demektir?
Bir mü'min:in, dışını, zahirini şeriat ile süslemesi, içini de Yüce Allah'ın murakabesi ile süslemesi aslolandır bir taraftan bedenin ilmihalini bedenine uygularken, kalbin ilmihali ve fıkhını da kalbine derununa uyguluyor asıl olan budur buna tahliye denir yani dışını Kur'an ve sünnetin emirleri ve nehiyleri ile,içini de Yüce Allah'ın murakabesi ile süslüyorsa böyle bir mümin bahtiyar bir mümindir, muvaffak olmuş bir mümindir. Bu, büyük bir iştir, çok azizdir ve  nadirdir, işte aslolan da budur.

Böyle birisi iyi ve kaliteli bir müslüman olmak için önündeki bütün engelleri bertaraf etmiş olur, böyle biri kaliteli bir kul kaliteli bir müslüman kaliteli bir sofu olmak için güzel bir yola girmiş olur.

Bu iki ilmihalden uzak olan kişi, Kur'an'ı ve sünneti elinden geldiği kadar hayatına hakim kılmıyor ve dervişlikten dem vuruyorsa bu da laf-ı güzaftır, içi boş bir iddiâdır.

Bu iki husus yani dış ve iç temizliği ve düzgünlüğü birbirine mulazim ve ayrılmaz hususlardır aksi takdirde halkın gördüğü yerleri düzgün hale getirip Allahın baktığı kalbi harab etmek kirli tutmak bir mümin için uygun düşmez.

İmamı Şafii r.a bir beytinde bu hususlara dikkat çekerek şöyle buyuruyor : 
فقيها وصوفيا فكن ليس واحدا
واني فحق  الله اياك انصح
فذاك قاس لم يذق قلبه تقى
وهذا جهول فكيف ذو الجهل يصلح.
Fekîyhen ve sufiyyen / fekün leyse vêhiden fe innî vehakkillêhi iyyêke ensahu / fezêke kêsin lem yezuk kelbuhu tuken,ve hêzê cehûlün fekeyfe zülcehli yuslihu.

Hem fakih ol hem sofi ol، yani hem dışını zahirini hem içini  ve derununu parlak olan şeriata uydur, kalbini  kalbin fıkhına uygun hale getir, Allah rızası için ve Allah hakkı için ben sana nasihat ediyorum, sadece zahir ile uğraşıp manaya ulaşmayan kimse, kalbi katı kalır, tasavvufla uğraştığını iddia edip şeriatı ihmal eden kimse çok cahil kalır, cahil insan kendi ıslah olmamış ki başkasını ıslah etsin.

Sevgi aşk, seyr ve  süluk, tasavvufta  yapılan tüm şeyler maksat değildir, iyi bir kul olmak, yani düzgün bir ibadete ve ubudiyete vesilelerdir. Kulluğun ve ubudiyyetin üzerinde bir makam yoktur, daha önce de arzettiğim gibi ibadet yüce Allah'ı razı eden her ameldir, ubudiyyet ise Yüce Allah'ın yaptığı her şeyden razı olmaktır.

Allah'ım! Bizleri sana layık bir kul Rasulullah efendimize layık ümmet eyle, taksiratımızı  ve günahlarımızı bağışla, dışımızı ve zahirimizi, içimizi ve derunumuzu sana havale ediyoruz sen ıslah eyle Yarabbi. Âmîn.

Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü