Kız Erkek Okullarının Gerekliliği ve Karma Eğitim
Karma Eğitim, bilimsel yönü olmamasına rağmen, sadece ideolojik bir saplantı olduğu bir çok rapor ile kanıtlanmasına rağmen Türkiye'de devam ettirilmektedir.
Eğitim, milletlerin geleceğini inşa eden en temel alandır. Çocuklarımızın hayat yolculuğunda karakterlerini, değerlerini ve akademik becerilerini ve aidiyetlerini şekillendiren en önemli unsur, onların eğitim ortamıdır. Ne yazık ki Türkiye’de yıllardır tartışılan fakat bir türlü sağlıklı zemine oturtulamayan bir konu var: karma eğitim. Bakan Yusuf Tekin cesur bir çıkış yaparak kanayan yarayı dile getirdi ve bu konuda çalışma sinyali verdi. Elbette biz de bu konuda her türlü desteğe hazırız.
Karma Eğitim Fıtrata Uygun Değilİnsanoğlu fıtratla uyumlu yaşadığında huzura kavuşur; fıtrata aykırı sistemler ise hem topluma hem ferde zarar verir. Tabiata nasıl hoyratça müdahale iklim krizini doğuruyorsa, insanın tabii farklılıklarını görmezden gelen eğitim modelleri de psikolojik ve sosyal krizlere sebep olmaktadır. Erkek ve kız çocuklarının farklı yaratılış özelliklerine sahip olduğu apaçık bir gerçektir. Bu farklılıkları yok saymak, eğitimde fırsat eşitliği getirmediği gibi, çocukları daha da dezavantajlı duruma düşürmektedir. Limbik sistem incelendiğinde kız ve erkek arasında bulunan farklılıklar karma eğitim tarafından yok sayılmaktadır.
Bilimsel ve Pedagojik GerçeklerPsikoloji ve pedagoji bize açıkça gösteriyor ki; kız ve erkek öğrencilerin öğrenme biçimleri, ilgileri ve gelişim süreçleri farklıdır. Erkek öğrenciler çoğunlukla pratik, somut deneyimlerle öğrenirken; kız öğrenciler sosyal etkileşimlere, duygusal bağlara daha çok önem verir. Tek tipçi “karma eğitim” dayatması bu farklılıkları yok saymakta, dolayısıyla eğitimde verimliliği düşürmektedir. Bir çok rapor bu durumu bilimsel araştırmalarla ortaya koyuyor ve öğrencilerin cinsiyet farklılıklarını dikkate almayan eğitim anlayışlarının pedagojik açıdan yetersiz olduğunu vurguluyor.
Neden Tek Cinsiyetli Eğitim?Kız ve erkeklerin ayrı sınıflarda eğitim görmesi, onların asıl görevleri olan öğrenmeye yoğunlaşmalarını sağlar. Dikkat dağıtıcı unsurlar azalır, özgüvenleri artar, akademik başarıları yükselir. Amerika, İngiltere, Japonya ve Avustralya başta olmak üzere pek çok ülkede tek cinsiyetli eğitim yeniden rağbet görmektedir. Japonya’da 80 kadın üniversitesi, İngiltere’de 400 devlet okulu bu modele göre çalışmaktadır. Yani mesele sadece bizim toplumumuza özgü değil, aksine modern dünyanın da ciddi şekilde tartıştığı bir eğitim yaklaşımıdır.
Karma Eğitimin Yol Açtığı Sorunlar
Benim de raportörler arasında yer aldığım Maarif Platformu Karma Eğitim bir çok bilgi içeriyor. Raporun en çarpıcı kısmı, karma eğitimin yol açtığı sorunlara dair bilimsel bulgulardır:
Taciz ve şiddet vakaları: ABD, İngiltere ve Kanada’da yapılan araştırmalar; kız öğrencilerin büyük kısmının okulda cinsel tacize uğradığını gösteriyor. İngiltere’de kızların %67’si okulda cinsel tacize maruz kaldığını belirtmiştir. Bu durum, karma eğitimin güvenlik açısından ciddi riskler barındırdığını göstermektedir
Zorbalık ve özgüven kaybı: Karma eğitimde kızlar daha fazla zorbalığa uğruyor, özgüvenleri zedeleniyor. Buna karşın tek cinsiyetli okullarda okuyan öğrenciler kendilerini daha rahat ifade ediyor, daha mutlu hissediyor.
Akademik başarı farkı: Avustralya’da 270 bin öğrenciyle yapılan araştırmada, tek cinsiyetli okulların %15–22 daha başarılı olduğu tespit edilmiştir. Benzer sonuçlar ABD ve İngiltere’deki çalışmalarda da ortaya konmuştur.
Kısacası, karma eğitim sadece “eşitlik” adına sürdürülen bir uygulama olmaktan öteye geçememekte; akademik, psikolojik ve sosyal açıdan öğrencilerin gelişimini baltalamaktadır. Genel bir bakışla denebilir ki, hiçbir bilimsel yönü olmayan ideolojik bir dayatmadır.
Veli ve Öğrenci TalepleriEğitimin bir amacı da toplumun beklentisidir. Velilerin ve öğrencilerin önemli bir kısmı kız ve erkek ayrı okulların açılmasını istemektedir. Bu, ideolojik bir talep değil; pedagojik, psikolojik ve aynı zamanda demokratik bir taleptir. Çünkü eğitimde esas olan, anne-babanın çocuğunun geleceğiyle ilgili tercihlerine saygı göstermektir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de bu hakkı güvence altına almaktadır.
Dayatmanın YanlışlığıBurada altını çizmemiz gereken nokta şudur: Biz karma eğitimin tamamen kaldırılmasını savunmuyoruz. Elbette isteyen veliler çocuklarını karma okullara gönderebilir. Ancak bunun tek yol olarak dayatılması, insan haklarına aykırıdır. Eğitimde özgürlük ve çoğulculuk, ailelerin farklı taleplerine saygı göstermeyi gerektirir. Bugün nasıl özel okul, imam hatip, fen lisesi gibi seçenekler varsa; kız ve erkek okulları da bu seçenekler arasında yer almalıdır.
Çözüm ÖnerileriEğitim insan fıtratına uygun olmalıdır. Cinsiyet farklılıklarını yok saymak yerine dikkate alan bir model geliştirilmelidir.
Tek cinsiyetli okullar bir ihtiyaçtır. Bu okullar öğrencilerin dikkatini derse yoğunlaştıracak, özgüvenlerini artıracak, başarılarını yükseltecektir.
Karma eğitim dayatma olmaktan çıkarılmalıdır. İnsan haklarını referans alan toplumlarda veliler çocuklarını hangi okul modelinde okutacaklarına özgürce karar verebilmelidir.
Toplumun taleplerine kulak verilmelidir. Velilerin ve öğrencilerin büyük kısmı kız ve erkek ayrı okullar istemektedir. Bu talepler görmezden gelinmemelidir.
Uluslararası deneyimlerden faydalanılmalıdır. Japonya, İngiltere ve ABD’deki örnekler incelenerek, ülkemize özgü bir tek cinsiyetli eğitim modeli tasarlanabilir.
Bugün Türkiye’nin eğitim meselesinde yapmamız gereken, ideolojik dayatmalardan sıyrılarak bilimin ve fıtratın sesine kulak vermektir. Kız ve erkek çocuklarımızın fıtratına uygun bir eğitim modeli inşa etmek, onların geleceğini güvence altına almanın en doğru yoludur. Karma eğitimi tartışılmaz bir tabu olarak dayatmak yerine, kız ve erkek okullarını yeniden açmak, hem hak hem pedagojik hem de insani bir zarurettir.
Çocuklarımız bizim en kıymetli emanetimizdir. Onlara uygun ortamı hazırlamak, geleceğimizi inşa etmek demektir. Bu nedenle, “karma eğitim tek yol” anlayışını geride bırakmalı; kız ve erkek okullarını güçlü bir alternatif olarak yeniden hayata geçirmeliyiz.
Bu konuda Kız okullarının açılması söyleminden dolayı MEB Bakanı Yusuf Tekin desteklenmeli; sadece kız okulları değil, kız, erkek okulları açılmasına ağırlık verilmelidir. STK ve toplum bu konunun üzerine ciddi gitmelidir. Neslimizin psikososyal gelişimi büyük oranda buna bağlıdır.
Adnan Kalkan
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan