Tasavvurlar Fikir Örüntüleri - 13 -
Sürekli eleştiri yapmak, umudu tüketir ve "bizden adam olmaz" yargısına haklılık kazandırır. Yeniden dirilişin umudunu da tüketir... Demedi demeyin...
Yeni bir başlangıç, doğru ve güzel örnekleri güçlü bir ahlaki yapı ile beslediğimiz gün temeli atılmış olur. O zaman sağlam bir yapıyı kuracak zemin hazır olacaktır...
Aforizmalar:
Kelimelerin yetersizliği, duyguların ifadesindeki yetersizliği belirliyor...
Duyguların karmaşıklığı ise düşüncenin olgunlaşmasına engel görevini izhar eder...
Durum üzerinden hareket etmek, güncelin hapishanesine gönüllü yazılmaktır...
Kelimeler, tecrübe ile tefekkürü sağlayan zeminde ağaca dönüşürler...
Hayat bir kombinasyonlar bileşkesidir...
Her şey bir nokta-i nazardan hareketle betimlenir, tanımlanır ve yorumlanır...
Daralma, sığamama ile ilişkili ise hakikatin habercisidir...
İnsan, içinde yaşadığı keşmekeşlik içinde genellikle kaybolur. Bu da kendi insanlığını azaltan bir şeydir. Bu yüzden, içinde mevcut olduğu durumu, içinde yer alması gerektiği durum ile değiştirme çabalarına aralıksız devam etmeli ve bu konudaki iradesini sürekli beslemelidir.
İnsan, istemediği bir şeyi yaşamaya mecbur kılındığında veya olduğunda, güçlü bir yabancılaşma hissi tarafından sarmalanır. Bu yüzden anlamsızlık gelip boğazına saplanır. Bu da ilişkilerini sorunlu hale getirir.
Meselenin özü; yaşadığın gibi değil, yaşamayı düşlediğin gibi olmaya çalışmak insanı daha çok insan kılar...
İnsanın bir hikâyesi olmalı, kahramanı kendisi olan...
Bu hikâyesi aşk, adalet ve özgürlük üzerine kurulu olmalı...
İyilik, bu hikâyenin kurucu unsuru ve amacı olmalı...
Bu hikâye sıradan devam ederken hep sıradışılığı taşısın...
İnsanın bir hikâyesi olmalı, olumsuzluğa ödün vermeyen ve hep olumluluğu gösteren...
Hikâyesi insanın doğru üzerinden hakikate kapı aralasın ama gerçeklikten koparmadan...
İnsanın bir hikâyesi olmalı, aşkınlığı ve yüceliği bilen, tanıyan ve hayatını adayan...
Merhamet, şefkat ve sevgi dolu bir hikâyesi olmalı insanın...
Adalet ile davranırken merhameti kuşanan bir hikâyesi olmalı insanın...
İnsanın bir hikâyesi olmalı, bilgi, hikmet ve muhabbet üzerinden iradesi kavi olmalı...
Gözünü budaktan esirgemediği hikâyesi olmalı ki, haksızlıktan kaçan bir rikkat ve dikkate sahip olsun...
Bana, kendi dünya görüşünü dahi değerlendirirken karşı tarafa geçerek eksiğini ve zaaflarını söyleyebilecek cesarette adamlar lazım... O zaman hakikat kapısını sonuna kadar aralayacaktır.
Her düşünce veya yöntem sınırlar çizerek kendi alanını daraltmaya rıza gösteriyor. Bu düşünce ve yöntem sahipleri de aslında bu durumu bilerek, o dünya görüşünü, düşünceyi ve yöntemi kabulleniyor.
Ama ne yapılıyor? Sanki hakikat sadece orada temerküz ediyor gibi davranılıyor ve bizzat bu durum, hakikatin düşmanı olmaya yeterlidir.
Ed-din ile din arasındaki fark önemli ve dikkate alınmalı...
Araftaki Müslüman, önce kendini tanı, anla ve bil ki bir değerlendirme imtiyazın olsun...
Söylemek...
Bir ben söyledim
Bir sen söyledin
Bir o söyledi.
Akşamın karanlığında
Güneşin ışığına söyle
Söyle kuşlara, ağaçlara
Yerde tüten ısıya
Börtü böceğe, uçan kuşlara...
Söyle masmavi göğe, mavimtrak denize
Söyle çocuğa, kadına, erkeğe
İşçiye, memura, tüccara
Söyle Türk, Kürt, Farisi ve Arap'a...
Unuttun değil mi, ne söyleyeceğini?
Allah tektir, eşi benzeri olmayan.
İnsan tektir; her yaptığının hesabını veren.
Yaşam, kendi çokluğunda
Tek’e irca edildiğinde söylersin
Göğsünü kabartarak:
"Allah en büyük..."
İşte söylenen şey...
Söylenmesi gereken...